Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 12. Kalkınma Planı’nı sundu: (4)

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 12. Kalkınma Planı döneminde, katılımcı bir hazırlık süreciyle yeni bir Yargı Reformu Stratejisi ve İnsan Hakları Eylem Planı hazırlayacaklarını söyledi.

Yılmaz, 12. Kalkınma Planı’na ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki sunumunda, kalkınmanın önemli itici gücünün gençler olduğunu ve 12. Kalkınma Planı’nda bu potansiyelin öne çıkarılmasının amaçlandığını belirtti.

Plan döneminde gençlerin eğitim hayatında kalmalarının sağlanacağını, daha erken yaşlarda etkin iş ve meslek danışmanlığı hizmetleri sunulacağını, yetenekleri ve istekleri doğrultusunda iş gücü piyasasında talep edilen mesleklere uygun dönemlerde yönlendirilmelerinin sağlanacağını dile getiren Yılmaz, eğitimde ve istihdamda yer almayan gençlerin profillerinin belirlenerek eğitime, iş gücüne ve istihdama katılımlarını destekleyeceklerini ifade etti.

Engelliliğin, erken tanı ve teşhisle müdahale edilerek önlenmesi veya en aza indirilmesi ile başta bakım, eğitim ve istihdam olmak üzere engelli bireylere sunulan hizmetlerin iyileştirilmesinin de amaçlandığını anlatan Yılmaz, engelli bireylerin toplumsal yaşamın tüm alanlarına engellerini hissettirmeyecek şekilde katılımlarının ve erişilebilirliğin sağlanmasının esas olacağını kaydetti.

“Sinema endüstrisinin gelişimi sağlanacak”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, kültürel altyapı unsurlarının daha verimli ve etkili kullanılabilmesi için mimari, işletme ve yönetim modellerinin işlevsel hale getirileceğini, Türkçenin dünyada yaygın ve geçerli bir dil haline gelmesinin ve hayatın her alanında doğru kullanımının sağlanacağını, Türk sinemasının dünyada tanınan bir marka haline gelmesi için sinema endüstrisinin gelişiminin de sağlanarak uluslararası rekabetçiliğin artırılacağını ifade etti.

Yılmaz, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin meydana getirdiği tahribatın giderilmesi çalışmalarında yerleşik kültürü yaşatan nüfusun ikametlerine dönmesinin sağlanacağını, tarihi ve kültürel dokunun bütüncül olarak ihya edilmesi ve tarihi dokunun bulunduğu eski kent bölgeleriyle yeni kent yerleşimleri arasındaki ilişkinin güçlendirilerek devam ettirileceğini dile getirdi.

Finansal politikalar yoluyla gelir dağılımının iyileştirilmesi hedefinde ekonomik büyümenin toplumsal refaha dönüşmesi doğrultusunda tüm refah bileşenlerinin adil dağılmasını sağlayacaklarını anlatan Yılmaz, böylece genel yaşam standardını önemli ölçüde yukarıya çekecek mali ve finansal politikaları geliştireceklerini söyledi.

Bu doğrultuda, enflasyonla mücadelede kullanılacak makroekonomik politikaların gelir dağılımını iyileştirici yönde uygulanacağının altını çizen Yılmaz, sosyal transferler aracılığıyla fırsat eşitliğinin artırılmasının sağlanacağını ifade ederek “Adalet, eşitlik, ödeme gücü ve artan oranlılık ilkelerinin gözetilerek vergilemenin gelir dağılımını iyileştirici etkisi perçinlenecektir.” diye konuştu.

Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin coğrafi konum ve tarihi geçmişi sebebiyle geçmişten bugüne göç olaylarıyla karşı karşıya kaldığını, 12. Kalkınma Planı döneminde, bütüncül, özgün, değişen ihtiyaç ve şartlara göre yenilenebilen, etkin ve sürdürülebilir bir göç yönetimi sağlanarak düzensiz göçün önlenmesinin amaçlandığını belirtti.

Göç yönetimine ilişkin kurumsal kapasitenin de güçlendirileceğine dikkati çeken Yılmaz, vize ve ikamet uygulamalarıyla düzenli göçü sağlıklı yönetmek, düzensiz göçü önlemek üzere planlı, öngörülü ve etkin göç yönetimi yürütüleceğini aktardı.

“Dar ve orta gelirlilere yönelik en az 375 bin sosyal konut üretimi hedeflenmektedir”

Cevdet Yılmaz, 12. Kalkınma Planı doğrultusunda bölgeler arasındaki farkların azaltılmasının amaçlandığını, bölgelerin potansiyellerinin harekete geçirilerek ekonomik ve sosyal gelişimin sağlanacağını söyledi.

Yeşil ve dijital dönüşümün bölgelerin kalkınmasında bir fırsat olarak değerlendirilmesi adına bölgesel gelişme stratejilerinin hazırlanacağını anlatan Yılmaz, özellikle Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinden etkilenen şehirlerin, şehircilik geleneklerine uygun, iklim dostu ve afete dirençli şehircilik anlayışı ile yeniden inşasının gerçekleştirileceğini, tüm ülkede tek koordinat sistemine geçilerek kadastro modernizasyonunun da tamamlanacağını belirtti.

Kentleşme, nüfus artışı, yenileme ve afetten kaynaklanan konut ihtiyacının arz talep dengesi gözetilerek karşılanmasını temel bir politika olarak benimsediklerinin altını çizen Yılmaz, şöyle konuştu:

“Plan döneminde dar ve orta gelirlilere yönelik en az 375 bin sosyal konut üretimi hedeflenmektedir. Marmara Bölgesi başta olmak üzere riskli yapı stokunun yenilenmesi için gerekli çalışmaların hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlayacağız. Şehir dokusuna, estetiğine ve kimliğine uygun şekilde yerinde dönüşüm anlayışıyla, yaşam kalitesini yükseltme ile kent aidiyetini ve yerel bağları güçlendirme amacı çerçevesinde yeni kurmuş olduğumuz Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Plan döneminde yürütülecek kentsel dönüşüm faaliyetlerinde aktif rol oynayacaktır. Ayrıca sürdürülebilir kırsal kalkınma anlayışıyla, üretici birlikleri ve aile işletmelerinin üretim kapasitesinin ve iş gücünün istihdam edilebilirliğinin artırılması ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesi temel amaç olarak benimsenecektir. 2028 yılı itibarıyla KÖYDES Projesi kapsamında 145 bin kilometre köy yolunun yapımı veya onarımı tamamlanmış olacaktır. 85 bin ünite içme suyu tesisi yapılmış veya onarılmış olacaktır.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Afetlere Dirençli Yaşam Alanları çalışmalarında afet risk azaltma tedbirlerinin öneminin bir kez daha görüldüğüne işaret etti.

12. Kalkınma Planı’nda ana eksenlerden birini de bu çalışmanın oluşturduğunu belirten Yılmaz, “Afet öncesi risk azaltma, afetlere hazırlıklı olma, afet anında etkin müdahale ile kayıp ve zararları en aza indirme ve afet sonrasında iyileştirme ve daha sağlam bir şekilde yeniden inşa faaliyetlerini içeren bütüncül bir afet yönetimi yaklaşımı benimsenmektedir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her yıl can kayıplarına ve büyük ekonomik zarara yola açan taşkınlarla mücadele amacıyla 903 adet ilave taşkın kontrol tesisi yapılacak ve toplam taşkın kontrol tesisi sayısı 11 bin 600’e ulaşacaktır. Ayrıca taşkın etkilerinin asgari seviyeye indirilmesinde önemli rol oynayan taşkın erken uyarı sistemlerinin tüm havzalarda kurulumu sağlanacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

“Vatandaşlarımızın huzur ve güven içerisinde yaşamalarına öncelik vermeye devam edeceğiz”

Cevdet Yılmaz, ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanmasının bağımsız, tarafsız ve şeffaf yargı sisteminin egemen olduğu hukuk devleti ile demokrasi ve iyi yönetişim ilkelerinin etkin şekilde uygulanmasıyla mümkün olduğunu söyledi.

12. Kalkınma Planı döneminde, temel hak ve özgürlükleri koruyan, hak ihlallerine karşı etkin mücadele eden, hızlı, öngörülebilir, adil, şeffaf, hesap verebilir, erişilebilir, güvenilir ve insan odaklı bir yönetim anlayışının adalet sisteminin temeli olmaya devam edeceğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:

“Hukukun üstünlüğü ilkesi doğrultusunda, hukuk devleti anlayışının daha da güçlendirilmesi 12. Kalkınma Planı döneminin önceliklerindendir. Plan döneminde, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını güvence altına alan, daha özgürlükçü, katılımcı ve kapsayıcı sivil bir anayasanın hazırlanması öncelikli hedeflerimizdendir. 12. Kalkınma Planı döneminde, katılımcı bir hazırlık süreciyle yeni bir ‘Yargı Reformu Stratejisi’ ve ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ hazırlayacağız. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde güvenliğin tüm yönleriyle ele alınarak huzur ve güven ortamının sürdürülebilir kılınması temel amaçtır. Bu kapsamda en yeni teknolojilerle milli savunma ve iç güvenlik alanlarında etkin bir kamu hizmeti tesis etmeye devam ederken özgürlük güvenlik dengesine azami ölçüde önem veren bir yaklaşımla tüm vatandaşlarımızın huzur ve güven içerisinde yaşamalarını sağlayacak politikalara öncelik vermeye devam edeceğiz.”

Cevdet Yılmaz, kalkınmasında işbirliği politikasını insan odaklı, karşılıklı güven ve dayanışma içerisinde, birlikte kalkınma ilkesi çerçevesinde yürüten Türkiye’nin, bölgesel ve küresel düzeyde krizlerin çözümüne aktif katkı sunarak uluslararası kalkınma işbirliği alanında öne çıkan bir aktör olduğunu söyledi.

Girişimci ve insani dış politika kapsamında geçtiğimiz Plan döneminde de milli gelirin binde 7’si oranında resmi kalkınma yardımı yapılarak küresel hedefin aşıldığını anımsatan Yılmaz, gelecek dönemde, ülkeler arasındaki farklı gelişmişlik seviyesini dikkate alarak refahın adil dağılımını önceleyen ve ulusal refahı artırmaya yönelik bir perspektifle kalkınma işbirliği faaliyetlerini yürüteceklerini dile getirdi.

Plan döneminde, başta en önemli ticaret ortağı olan Avrupa Birliği ile mevcut ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla Gümrük Birliği’nin güncellenmesi olmak üzere, ikili, bölgesel ve çok taraflı ilişkilerin artırılması, dost ve müttefik ülkelerle işbirliklerinin güçlendirilmesi ve uluslararası platformlarda Türkiye’nin çıkarlarının etkin bir şekilde savunulmasını sağlayacaklarının altını çizen Yılmaz, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin kalkınmada gösterdiği performanstan güç alarak küresel kalkınma çabalarına katkı sağlamak üzere en az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin sorunlarının uluslararası platformların gündeminde tutulmasına ve bunlara yönelik yapıcı çözümler geliştirilmesine aktif katkı sunacağız. İslam dünyasıyla ilişkilerimizin derinleştirilmesi kapsamında geçtiğimiz Plan döneminde çok sayıda çalışma yürüttük. İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) başta olmak üzere bu platformları etkin bir şekilde kullanmaya ve bu ülkelerle ilişkilerimizi daha da ileriye taşımaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz dönemde Türk dünyası ile ilişkilerin derinleştirilmesi noktasında Türk Devletleri Teşkilatının dönüşümüne öncülük ettiğimiz bu süreci, Türk Dünyası 2040 vizyonuyla taçlandırdık. Bu kapsamda başta Türk Yatırım Fonu olmak üzere Türk devletleri nezdinde yürütülen kalkınma işbirliği faaliyetlerimizi artırarak devam ettireceğiz. Önümüzdeki dönemde daha adil, şeffaf, etkin ve etkili işleyecek bir uluslararası sistem için çalışmalarımızı sürdürecek, mazlum coğrafyaların sorunlarına üyesi olduğumuz uluslararası kuruluşlardan daha etkin çözümler üretilmesine çalışılacak ve kurucu üyesi ve ortağı olduğumuz bölgesel kuruluşlarla ilişkilerimizi derinleştirerek siyasi, ekonomik, ticari, sosyal, kültürel ve bilimsel alanlardaki ortaklıklarımızı artıracağız.”

Yılmaz, Birleşmiş Milletlerin 2030 gündemi ve sürdürülebilir kalkınma amaçlarında Türkiye’nin insan merkezli kalkınma çabalarında kapsamlı ve bütüncül bir referans olduğunu, Türkiye’nin, bu geniş kapsamlı küresel gündem etrafında uluslararası toplumla hareket ettiğini ifade etti.

12. Kalkınma Planı’nın, ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla sürdürülebilir kalkınma amaçlarını bütünsel bir şekilde gerçekleştirmek için Türkiye’nin çabalarını güçlendirmede önemli bir fırsat sunduğunun altını çizen Yılmaz, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte, yürütmenin etkin ve hızlı karar alma mekanizmaları aracılığıyla 12. Kalkınma Planının etkili bir şekilde uygulanması amaçlanmaktadır. Kalkınma Planı, başta orta vadeli program olmak üzere diğer üst politika belgeleri ile kurumsal strateji belgelerinin temel dayanağını oluşturmakta ve kamu idarelerine önceliklerini belirlemede yön verecek bir politika seti sunmaktadır. Kalkınma Planı, aynı zamanda, bütçe sürecinde kaynak tahsisi açısından orta vadeli programlar için temel çerçeveyi oluşturmaktadır. Bu kapsamda, kamu idareleri yatırım ve cari harcamalarını, kurumsal ve hukuki düzenlemelerini Plan’da öngörülen politika ve tedbirleri dikkate alarak gerçekleştirecektir.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın sunumu sonrasında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş, 12. Kalkınma Planı’nın komisyondaki görüşmelerinin, 5 günlük aranın ardından 23 Ekim Pazartesi ve 24 Ekim Salı olmak üzere iki günde tamamlanacağını bildirdi.

(Bitti)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir