Gençlerde Obezite Tırmanıyor!

Obezite Trendi Gençler Arasında Artıyor: Meyve Tüketimi Önemli

TÜİK’in verilerine göre gençlerde obezite oranı son altı yılda yüzde 30’a yakın artış gösterdi.

Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, gençlerin hem fiziksel hem de psikolojik sağlıkları için meyve tüketiminin stratejik önemde olduğunu vurguladı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre 15-24 yaş arası gençlerde obezite oranı 2016’da %3,8 iken, 2022 itibarıyla %5’e yükseldi. Bu artışın sadece bireysel değil, toplumsal düzeyde de ciddi sonuçlar doğurabileceği belirtiliyor.

Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, gençlerde görülen obezite artış eğilimini “alarm verici” olarak nitelendirerek, kök nedenlerin bozulan beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam tarzı ve ekran bağımlılığı olduğunu belirtti. Dursun, meyvenin gençler için önemine değinerek, meyvenin bağışıklık sistemi başta olmak üzere birçok faydası olduğunu ve kronik hastalıkların önlenmesinde önemli rol oynadığını açıkladı.

Obezitenin Getirdiği Riskler Artıyor

Obeziteyle birlikte gençlerde insülin direnci, D vitamini eksikliği, düşük öz güven gibi kısa vadeli etkilerin yanında; Tip 2 diyabet, metabolik sendrom, kalp-damar hastalıkları ve hormonal bozukluklar gibi uzun vadeli risklerin de hızla arttığı belirtiliyor. Uzmanlar, gençlerde beslenme bozukluklarının ileride sağlık sistemine yük bindireceğini ve üretken nüfusun kalitesini düşüreceğini ifade ediyor. Uzman Diyetisyen Dursun’a danışanlardan Feyza Kömekçi, meyve tüketiminin hayatını nasıl değiştirdiğini anlatarak, kilo kontrolünde ve sağlıklı yaşamda meyvenin önemine dikkat çekti.

Uzmanlardan Çözüm Önerileri

  • Okullarda zorunlu beslenme eğitimi ve fiziksel aktivite saatlerinin artırılması,
  • Kantinlerde sağlıklı ürün satışının teşviki,
  • Ailelere yönelik bilinçlendirme programları,
  • Gıda reklamlarının düzenlenmesi ve meyve tüketimini teşvik eden kamu kampanyaları.

Uzmanlar, gençlerde meyve tüketiminin sadece beslenme değil, halk sağlığı meselesi olarak ele alınması gerektiğini ifade ediyor. Dursun, meyve tüketiminin zorunlu bir ihtiyaç haline geldiğini vurgulayarak, meyvenin gençlerin fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimi üzerinde olumlu etkileri olduğunu belirtti. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Related Posts

Prof. Dr. Adnan Kara: Osseoıntegrasyon sayesinde amputasyon hastalarında doğal yürüyüş mümkün

Prof. Dr. Adnan Kara: Osseoıntegrasyon sayesinde amputasyon hastalarında doğal yürüyüş mümkün

Sürekli yorgun musunuz? Nedeni mini felç olabilir!

Yeni bir araştırma, geçici iskemik atak (mini felç) geçiren hastalarda yorgunluğun, özellikle kaygı veya depresyon öyküsü olan kişilerde, bir yıla kadar devam edebileceğini öne sürüyor. Kendinizi sürekli yorgun hissediyorsanız, bunun nedeni mini felç geçirmiş olmanız olabilir.

Evdeki en sinsi mikrop yuvası! Klozetten 75 kat daha kirli, salonda baş köşede duruyor

Evde en kirli yerin tuvalet olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. İngiltere’de yapılan bir araştırma, evdeki bu eşyanın klozet kapağından 75 kat daha fazla bakteri barındırdığını ortaya koydu. Özellikle evcil hayvan sahipleri için bu durum daha da endişe verici boyutlara ulaşıyor.

Bu belirtilere dikkat: Mevsim geçişi migreni tetikliyor!

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Öztürk, ’’Hava basıncındaki değişimin de (barometrik) bazı kişilerde migren ataklarını başlatmaya neden olabilir. Özellikle ilkbahar, sonbahar gibi mevsim geçişlerindeki sıcaklık değişimlerine bağlı olarak yaşanan basınç farklılıkları migreni tetikleyebilir’’ dedi.

Uzmanı uyardı: ‘Kanser tedavisinde bitkisel kürlere dikkat’

Bilimsel dayanağı olmayan ürünlerin hastalara zarar verebileceğine dikkat çeken Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Akosman, “Bazı bitkisel kürler karaciğer enzimlerini etkileyerek ilaçların metabolizmasını değiştirebilir, hatta bazı vakalarda hayati riskler oluşturabilmektedir. Bugüne kadar bitkisel kürlerin kanseri tedavi ettiğine dair bilimsel olarak kanıtlanmış hiçbir klinik veri bulunmamaktadır. Bitkisel ürünler yanlış zamanda ve dozda kullanıldığında faydadan çok zarar getirebilir. Bu nedenle onkoloji hekimiyle iş birliği içinde olunması hayati önem taşır” dedi.

Uzmanı uyardı: 50 yaş sonrasında görme kaybına neden olabilir!

Sarı nokta hastalığı, 50 yaş ve üzerindeki bireylerde sıkça görülen ve görme kaybına yol açabilen ciddi bir göz rahatsızlığıdır. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nursal Melda Yenerel, erken teşhisle bu kaybın önüne geçilebileceğini belirtti.