Sağlık emekçileri tepkili: Kamuda idari izin adaletsizliği

Konuya ilişkin basın açıklaması yapan Genel Sağlık-İş Sendikası Sinop Şube Başkanı Mustafa Aytaç sorunun çözümü için yasal düzenleme gerektiğini, konunun Sağlık Bakanlığı’nın yanı sıra, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı çalışanlarını da ilgilendirdiğini, Sağlık Bakanlığı ve diğer bakanlıklarla defalarca görüşülmesi ve verilen sözlere karşın yasal düzenlemenin yapılmadığını söyledi. Aytaç, Şeker Bayramı resmi tatiline bayramdan sonraki 3 günün idari tatil olarak eklenmesinin konuyu yeniden gündeme taşıdığını belirterek ‘’Önümüzdeki 3 günlük idari tatil nedeni ile Genel Sağlık ve sosyal hizmet İş kolunda çalışan emekçilerin dışındaki tüm kamu emekçileri nisan ayında 160 saat yerine 136 saat mesai yapmış olacaklar. Buna karşın maaşlarını 160 saat üzerinden kesintisiz alacaklar. Oysa genel sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda nöbet esaslı bir çalışma sistemi olduğundan doktor, hemşire, laboratuvar çalışanları ve teknisyenler gibi daha birçok emekçiler idari izinden yararlanamadan nisan ayında diğer kamu çalışanlarından 24 saat fazla çalışmış olacaklardır. Söz konusu bu 24 saat fazla çalışma karşılığında ise herhangi bir mesai alamayacaklardır. Bu bir haksızlıktır. Konu yasal düzenleme gerektirmektedir ve yıllardır bu konuda verilen sözler tutulmamıştır’’ dedi.

EŞİTLİK İLKESİ YOK SAYILMAKTADIR

Aytaç konunun aynı hastanede çalışanlar arasında bile adaletsizliğe yol açtığını hastanelerin idari kadrolarında çalışanlar ile doktor ve hemşireler arasında adaletsizlik yarattığını sözlerine ekleyerek ‘’ Anayasanın 10. Maddesinde tanımlanan ‘Eşitlik İlkesi’ yok sayılmaktadır. Yani kamuda normal mesai usulüne göre çalışanlar Nisan ayında 136 saat çalışacaklar ve maaşlarından herhangi bir kesinti yapılmayacak, fakat nöbet usulüne göre çalışan sağlık emekçileri eksiksiz maaş alabilmek için 24 saat yani 3 gün fazla mesai yaparak mesailerini tamamlayabilecekler. Bu çerçevede; Sendikamızca Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na gönderilen yazılarda: İlgili uygulamanın ‘’Eşitlik İlkesine’’ uygun hale getirilmesi ve tüm sağlık ve sosyal hizmet kolu kamu çalışanlarının Nisan 2025 dönemi içerisinde toplam normal çalışma saatlerinin 160 saat üzerinden değil; 136 saat üzerinden hesaplanması ile 136 saati aşan her bir çalışma saatinin ‘fazla çalışma’ olarak kabul edilmesi talep edilmiştir’’ şeklinde konuştu.

Related Posts

Y kuşağının yeni korkulu rüyası bu kanser türü oldu: Neden çıktığı bilinmiyor

Giderek daha fazla genci etkileyen agresif kanser türü, uzmanları ve araştırmacıları alarma geçirdi. Henüz kesin nedeni tespit edilemedi ancak yayılma hızı endişe verici boyutlara ulaştı.

Mutlu mu yoksa mutsuz musun? Cevabı ağzındaki bakterilerde…

New York Üniversitesi’nden bilim insanları, ağız mikrobiyomundaki çeşitlilik azalmasının, bireylerin ruh sağlığı durumlarıyla doğrudan bağlantılı olabileceğini öne sürüyor.

Çinko nedir ve neden ihtiyaç duyarız?

Vücudumuz çinkoyu yalnızca yiyeceklerden alabilir, ancak her zaman kolayca emilemez. Peki yeterince çinko aldığınızdan nasıl emin olabilirsiniz? Ve yeterince almazsanız ne olur?

Buğulanan camlardan rahatsız mısınız? Gözlükle vedalaştıran 5 güncel yöntem

Gözlük takmadan güne başlayamıyor, denize girdiğinizde hiçbir şey görememek canınızı sıkıyor, yağmurlu havalarda ise ıslanan ve buğulanan camların rahatsızlığını mı yaşıyorsunuz? Görüş konforu kaybolan ve “artık gözlük kullanmaktan bıktım” diyen kişilerin sayısı günümüzde giderek artıyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Demir, gözlükten kurtulmada en güncel 5 yöntemi anlattı.

Aile hekimliği çalışanlarına maaş kesintisine tepki: “Bu kesintiler tüm aile sağlığı çalışanlarını tükenme noktasına getiriyor”

Aile hekimliği çalışanlarına maaş kesintisine tepki: “Bu kesintiler tüm aile sağlığı çalışanlarını tükenme noktasına getiriyor”

‘Bana bir şey olmaz’ demeyin, gençler arasında da hızla yayıldı

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, gençlerde giderek artan hipertansiyon riskine dikkat çekerek, “Bana bir şey olmaz” düşüncesinin ölümcül sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. Hipertansiyonun erken teşhis edilmemesi halinde kalp damar hastalıklarına yol açabileceğini belirtti.